Перевод: с французского на турецкий

с турецкого на французский

demir atmak

См. также в других словарях:

  • demir atmak — den. 1) gemi çıpasını denize salmak Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun? F. R. Atay 2) mec. bir kimse bir yerde uzun süre kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • demir — is., kim. 1) Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe) 2) sf. Bu elementten… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fonda etmek — demir atmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • demirlemek — i 1) Kapı ve pencerenin kol demirini takmak, kapatmak Pencereleri demirledikten sonra içim rahatladı. 2) nsz, den. Gemi demir atmak Bir gün adanın sahilinde soğan yüklü bir kayık gelip demirledi. S. F. Abasıyanık 3) le Demire vurmak Hayran babayı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bok — is. 1) Dışkı 2) kaba Güç durum Boka batmak. Boka düşmek. 3) sf., kaba Hor görülen, tiksinilen Bırak şu bok herifi. Birleşik Sözler bok böceği bok püsür boku bokuna demir boku …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çengel — is., Far. çengāl Bir yere takılmaya, geçirilmeye yarayan eğri ve ucu sivri demir Kız eğilmiş, panjurun kanatlarını çengellerine takıyor. R. H. Karay Birleşik Sözler çengel atış çengel çeneliler çengel iğnesi çengel sakızı Atasözü, Deyim ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikiş — is. 1) Dikme işi Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu. R. H. Karay 2) Dikme biçimi Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi. A. Ş. Hisar 3) Dikilen yer Astarın dikişi sökülmüş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kazık — is., ğı 1) Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç Hayvanı kazığa bağlamak. Çadır kazığı. 2) Direk, sopa 3) Yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan veya toprak içine giren tahta, maden veya betonarmeden silindir,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köprü — is. 1) Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı. O. S …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»